Home Faaliyetler Etkinlikler Türkiye’de Akademi’nin Hali Paneli Gerçekleştirildi

Türkiye’de Akademi’nin Hali Paneli Gerçekleştirildi

HAK İnisiyatifi Diyarbakır Temsilciği, Diyarbakır İnsan Hakları Okulu’nun Kış’2018 eğitimi mezuniyet törenini “Türkiye’de Akademinin Hali” konulu panel ile gerçekleştirdi. Diyarbakır Barosu Tahir Elçi Konferans Salonu’nda düzenlenen ve moderatörlüğünü HAK İnisiyatifi üyesi Şeyhmus Özbekli’nin yaptığı panelde, akademisyen Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak ve sosyolog Neslihan Akbulut Arıkan konuşmacı olarak yer aldı.
Açılış konuşmasını yapan HAK İnisiyatifi Diyarbakır Temsilcisi Reha Ruhavioğlu, Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin katledilmesiyle Türkiye’nin karanlık bir döneme girdiğini ve bu süreç içinden planlı bir şekilde iki kutuplu bir yapının inşa edildiğini söyledi. Ruhavioğlu, bu karanlık dönemde zarar gören sivil toplum örgütlerinin uzun süren sessizliği ardından bugünlerde hak mücadelesinde bir kıpırdamanın yaşandığını gördüklerini ifade etti.
‘AKADEMİNİN HAKİKATE SADAKATİ VAR’
Ardından “Akademi’nin OHAL’i vs. OHAL Akademisi” başlıklı sunum yapan akademisyen Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak, üniversitelerin özerk olmaması bir yana rektörlük makamına seçilmişler yerine atanmışların dönemi başlamasıyla kötü bir durumda olan  akademik özgürlüğün daha fazla kötüleştiğini belirtti. Konuşmasında barış imzacılarına değinen Altıparmak, “Akademinin devlete sadakati yoktur, hakikate sadakati vardır. Bilim insanının hakikate sadakati vardır” dedi.
AKADEMİK ÖZGÜRLÜK PROBLEMİ
Barış akademisyenlerinin ihraç edilmesini, akademik özgürlük problemi olarak değerlendiren Altıparmak, akademik özgürlüğün üç özelliğini anlattı. Altıparmak, şunları söyledi: “Akademisyenlerin araştırma, öğrenme ve öğretme, araştırma sonuçlarını yayımlama ve tartışma hakları. Kurumsal ve kolektif özgürlükler. Anayasa’da üniversitelerin özerkliğin düzenleyen 130. maddeden de anlaşılabileceği üzere, üniversiteler bilimsel hakikate ulaşmak için devlet veya üniversite dışı başka aktörlerden bağımsız hareket edebilmelidir. Bunun için de kararlarını, dışarıdan müdahale olmaksızın sadece akademik kurallara göre ve akademik özgürlükleri ihlal etmeyecek şekilde yetkili akademik kurullar aracılığıyla almalıdırlar. Bu nedenle akademik özgürlük sadece bireysel değil ve  aynı zamanda kolektif bir özgürlüktür. Bu özgürlüğün bir sonucu olarak kamusal yetki kullanan makamların, bu hakkın etkin kullanımın sağlamak ve desteklemek için gerekli önlemleri alma yükümlülüğü vardır. Devlet hem akademisyenlerin araştırma, öğretme ve yayma özgürlüğüne hem de akademik kurulların karar alma süreçlerine saygı duymak durumundadır.”
‘AKADEMİ ERKEKLER KULÜBÜDÜR’
“Bilgi ve İktidar Alanı Olarak Akademi’de Kadın Olmak” başlığı altında konuşmasını yapan sosyolog Neslihan Akbulut Arıkan, üniversitenin toplumdan bağımsız olmadığını, toplumda kadının durumu ne ise  üniversitede kadının durumunun aynı olduğunu söyledi. Arıkan, ataerkil sistemin gündelik hayattaki yansımalarından örnekler vererek, kadının her alanda arkaya itildiğini kaydetti. Arıkan, kadına yönelik ayrımcılık dilinin iktidar alanında yeniden üretildiğine dikkat çekti.
Akademinin bir erkekler kulübü olduğuna kaydeden Arıkan, “Bu alana kadın kimliğinizle girebilmeniz çok zor. Ya erkekleşeceksiniz. Ya verilen rolleri kabul edeceksiniz, ya kenarda bekleyeceksiniz, ya da hedef tahtasına konulacaksınız” dedi.
Panelin ardından, Diyarbakır İnsan Hakları Okulu’nun Kış’2018 eğitimine katılan öğrencilere sertifikaları verildi.
[foogallery id=”6127″]