Diyarbakır HAK İnisiyatifi

Bu 28 Şubat Son Olsun ve Yeni 28 Şubatlar Olmasın!

28 Şubat darbesi, Müslüman kimlikli siyaset, sivil toplum ve cemaatler başta olmak üzere insan hak ve hürriyetlerine sahip çıkan her kişi ve kesimi bastırmak üzere gerçekleştirilmiş; ordu, siyaset, medya, iş dünyası ve sivil toplum ayağı olan bir post-modern darbedir. Genelkurmay salonlarında yargıya brifing verildiği, yasama ve yürütmenin ordu tarafından kuşatıldığı, İslami görünürlüğün suç sayıldığı, Müslümanlarla dayanışma gösteren herkesin gadre uğradığı ve darbeciler tarafından bin yıl süreceği söylenen bu post-modern darbenin travması 20 yıldan uzun süredir devam ediyor. O dönem haksız yere hapsedilen çoğu islami kimliğe sahip insanlar hakkında adalet hala tecelli etmiş değil. Çeyrek asırdır 28 Şubat’ın son bulmasını, fail ve sorumluların adil bir şekilde yargılanmasını, dönemin darbeci yargı kararlarının iptal edilmesini bekleyen mağdurlar adına; 28 Şubat yargı kararlarının iptal edilmesi, 28 Şubat Darbesi’nin bütün alanlardaki fail ve sorumlularının yargılanmasın ve adaletin mağdurları tatmin edecek şekilde tecelli etmesi konusundaki çağrımızı 28 Şubat mağdurlarının içinden çıkmış siyasi iktidara hitaben bir kere daha yineliyoruz!

27 yıllık bir insan hakları mücadelesinin birikimini taşıyan Hak İnisiyatifi olarak, “Bu 28 Şubat Son Olsun” derken, 28 Şubat’ın rahle-i tedrisinden geçmiş, çoğu yerde onu aratır duruma gelen uygulamalara karşı da adil şahitliğimizin gereğini yerine getirme sorumluluğuyla “Yeni 28 Şubatlar Olmasın” diye ekliyoruz.

15 Temmuz Darbe Girişimi her ne kadar 28 Şubat günlerinden daha kötü bir akıbet tehlikesi taşısa da toplumun iradesi bu tehlikeyi bertaraf etmiş ve iradesini askeri cuntaya teslim etmemiştir. Ancak hemen arkasından ilan edilen OHAL yaklaşık iki yıldır devam etmekte ve yer yer 28 Şubat günlerindeki hafızamızı canlandırmaktadır.

Hilafet devleti arzusunu sivil ve şiddetsiz bir şekilde dile getiren Hizbu-t Tahrir Cemaati, 28 Şubat aklının ve Gülen Yapılanması’na mensup yargının mağduru olarak “silahlı terör örgütü” suçlamasıyla yargılanmakta ve onlarca dosya bu gerekçeyle yakın zamanda Yargıtay tarafından onanmış bulunmaktadır. Çoğu dosyanın 28 Şubatçı Kemalistler ve Gülen Yapılanması tarafından operasyonel bir şekilde hazırlandığı bugün aşikar olmasına rağmen dosyaların onanmış olması endişe vericidir.

Hükümete karşı eleştirel tutumu ile bilinen Furkan Vakfı’na yapılan polisiye operasyon ve onunla birlikte yürütülen medya karalaması, 28 Şubat günlerinin değişmeyen tekrarına benzemektedir. Furkan Vakfı Başkanı Alparslan Kuytul ve tutuklu diğer cemaat mensuplarının tutukluluk gerekçeleri hukuki olarak nitelendirilemez ve son derece siyasidir.

Eski Genel Başkanlarımızdan Ömer Faruk Gergerlioğlu ve binlerce sivil insan, barış talebini dillendirdikleri için “terör örgütü propagandası” gibi keyfi ve haksız suçlamalarla hapis cezalarına çarptırılmakta ve ifade hürriyeti ağır bir şekilde ihlal edilmektedir.

Seçimle meclise gelmiş milletvekilleri, çoğu siyasi faaliyetlerinden oluşan konuşmalar sebebiyle keyfi ve orantısız yargılamalara maruz kalmakta, tutukluluk bir istisna iken bir rutin olarak işletilmekte ve basit gerekçelerle cezalar verilerek vekilleri düşürülmektedir.

Binlerce insan keyfi şekilde ve özensiz yargılamalara tabi tutulmakta, masumiyet karinesi ilkesi çiğnenmekte ve Gökhan Açıkkolu örneğinde olduğu gibi bazı haksız yargılamalar telafisi imkansız hale gelmektedir.

Bütün bu manzara bize 28 Şubat’ın karanlık günlerini hatırlatmakta, çoğu insan için çoğu zaman o günleri de aratmaktadır. Bu sebeple Hak İnisiyatifi olarak, üzerinden 20 yıldan fazla süre geçmiş 28 Şubat Darbesi için adalet talep ederken bugün OHAL kaldırılarak mağduriyetlere son verilmesini, kişi hak ve hürriyetlerine saygılı bir yönetim benimsenmesini talep ediyor, bu konuda hükümeti topluma karşı sorumluluğunu yerine getirmeye çağırıyoruz!

Bu 28 Şubat Son Olsun! Bu Son 28 Şubat Olsun! Yeni 28 Şubatlar Olmasın!
HAK İNİSİYATİFİ